Erdal Sarızeybek: Yaşadığımız coğrafyada gücümüzü kaybedersek, yok oluruz
Atatürkçü Düşünce Derneği(ADD) Erdek Şubesi'nce gerçekleşen, Atatürk ilke ve devrimleri konulu panelde Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Baştaymaz ve emekli jandarma albayı Erdal Sarızeybek, düşüncelerini açıkladılar.
İlçedeki bir çay bahçesinde gerçekleşen etkinliği açış konuşmasını ADD Erdek Şube Başkanı Sâkine Kılıç yaptı.
Ardından konuşan Prof. Dr. Tahir Baştaymaz, emperyalist ülkelerin Türkiye'yi bölme plânlarının günümüzde de sürdüğüne dikkati çekerken, şunları söyledi:
Bu ülkeler, Türkiye üzerinde yeni taktiklere başvuruyorlar. Ülkemizi, tüketim toplumu yaparak, köleleştiriyorlar. Son 30 yıldır üretmiyor, tüketiyoruz. Şu anda, gayrı safi milli hâsılamızın iki katı kadar dış borcumuz var. Borçlarımız, ülke bağımsızlığımızı da ortadan kaldırıyor. Ekonomimiz de aslında dibe vurdu ama farkında değiliz. Milli eğitimimizin milliliği kalmadı. Artık biat eden, kaderine râzı cemaat üyeleri var. İyi vatandaş yerine, çıkarcı bireyler yetiştiriliyor. Kültür devrimimiz tersine döndü.Milli eğitimin yerini, dini, nakle dayalı, cemaat eğitimi aldı. Ulusun en önemli gücü olan vatandaşın gücü zayıflatıldı. Silâhlı Kuvvetlerimiz aşağılanıyor. Komuta kadromuzun üçte biri tutuklu ve onurları ezilmiş durumda, gelecekleri yok edildi. Halkımız ise suskunluğunu sürdürüyor. Ama ordumuzu tahrip edenler, bazı ülkelere karşı efeleniyorlar. Bürokrasisi, Cumhuriyet kurumları dağıtılmış bir devlet, bu coğrafyada güçlü olamaz. Başbakanımızın bile kimlik ayırımı yaptığını görüyoruz. Kimlik ayırımı, bizi bölen en büyük etkendir. Ulusal onur olmadan, bireysel onurdan söz edilemez. Bu koşullarda ülkemiz için tehlike yakın ve ağırdır. Kurtuluş için, daha önce de denenip, başarıya ulaşan tek reçete, Mustafa Kemal'in, bize bıraktığı ilkelere sımsıkı sarılmaktır. Çünkü Mustafa Kemal'in olduğu yerde başarısızlık yaşanmaz.
Erdal Sarızeybek konuşuyor
Emekli albay Erdal Sarızeybek de konuşmasında, dünyanın en zengin toprakları üzerinde yaşamamız nedeniyle emperyalist ülkelerin, topraklarımızda gözleri bulunduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
Bu coğrafyada gücümüzü yitirirsek, topraklarımız da elimizden gider. Mustafa Kemal demek, namus-şeref, özgürlük demektir. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken, asla ırkçılık yapmadı. Vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk'tür' dedi. Ülkemiz, Sevr Anlaşması'ndan beri hep, Ermeni-Kürt ırkçılığı ile bölünmek isteniyor. Başbakanımızın, Ülkemizde yaşayan herkes Türkiyelidir' değerlendirmesine kesinlikle katılmıyorum. Siz, Türk olan bir ülkeye, Türkiyeli diyemezsiniz. Biz bir milletiz, uygarlığız ve adımız da Türkiye'dir.
Son yıllarda İsrail'in öncülüğünde, Türkiye'ye karşı yeni bir Haçlı seferi daha başlatıldığına işaret eden Sarızeybek, şunları söyledi:
Amaçları, Müslüman coğrafyayı, etnik temelde ayrıştırmak, çatıştırmak ve parçalamaktır. Arap Baharı' söyleminin arkasında da İsrail bulunuyor. Yani Yahudiler'e hizmet eden bir siyaset! Ama Anadolu insanı bunu bilmiyor. Bu arada, Türkiye üzerinde yeni bir hesap daha yapılıyor. Ya Anayasa ile bölüneceksiniz, ya da iç savaş çıkarırız. Sevr'den başlayarak, Büyük İsrail Projesi ve Ortadoğu Projesi'nin arkasında hep bir Kürdistan kurulması var. Ama önemli olan şudur: Bizim seçtiğimiz hükümet, bu projenin neresinde? Eğer bu projenin bir parçası iseler, geleceğimiz ve ülke topraklarımız tehlikede demektir.
PKK terörü nedeniyle şimdiye dek 11 binin üzerinde şehit verirken, 6500 vatandaşımızın, terör örgütünce öldürüldüğünü, teröristlerin saldırdığı 3225 köydeki 2 milyon vatandaşımızın göç etmek zorunda kaldığını, devletin, terörle mücadele için 300 milyar dolar harcadığını belirten Sarızeybek, şöyle konuştu:
Bugün, 74 askerimizin katili PKK'lı câni Osman Öcalan, Irak'ta yaşıyor. Hakkında verilmiş bir yakalanma kararı neden yok? Türk Ulusu'nun yaradılış destanının adı olan Ergenekon'un ismi, terör örgütünün ismi olarak verildi. Böylece, Ergenekon'a terör denilerek, çocuklarımızın aklından Türk kimliği ve tarihi siliniyor. Cumhuriyet savcılarının isimleri, Ergenekon savcısı yapıldı. Eğer Kürt sorunu gerçekten çözülmek isteniyorsa, doğu ve güneydoğu Anadolu'da toprak reformu yapılmalı, ağalık düzenine son verilmelidir. Bu bölgelerde hayvancılık geliştirilmelidir. Tüm sorunların çözümü için ise öncelikle vatandaşların can ve mal güvenliği sağlanmalı, terörün yaraları sarılmalı, ulusal bir siyaset uygulanmalıdır. Tüm bu gerçekleri ve tehlikeleri, halkımıza giderek anlatmalıyız. Çıkış yolu, halkımızdır. Tehlikeyi gören halkımız, mutlaka nir çıkış yolu bulacaktır. Çünkü söz konusu olan vatandır. Eğer halk, tehlikeyi görürse, AKP filân dinlemez.
